

Yazar: Efe Elmas
Carl Gustav Jung (1875 - 1961 ), analitik psikoloji adını verdiği sistemin kurucusudur. Erken dönem çalışmalarında psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’dan önemli derecede etkilenmiştir. Daha sonrasında Freud’dan bağımsızlaşıp kendi sistemini kurmuştur.
Kollektif Bilinçdışı: Carl Jung’un ortaya attığı en önemli kavramlardan biridir. Jung, Freud’dan farklı olarak kişinin bireysel bilinçdışının daha derininde “kollektif bilinçdışı”’nın varlığından bahseder. Bu içerik, şahsa özgü değildir ve bireyden bağımsız, tüm canlıların ortak paylaştıkları bir geçmişten kaynaklanır. Jung’un “nesnel ruh” dediği bu ruh, bitki, hayvan ve insanların ortak geçmişinden gelen imgelerle, arketiplerle yüklüdür ve onların toplamıdır.
Arketip: Carl Gustav Jung’un bir diğer önemli kavramı ise arketip kavramıdır. Arke-typhos yani ilk form, arkaik tip anlamına gelen arketip evrensel olan ve insanlığın ortak imgelerine verilen addır. Bunlar insanlık tarihi boyunca kendini sürekli yenileyen imgelerdir ve neredeyse sonsuzdur. Jung, arketiplerin doğasıyla ilgili şöyle der;
“Hayattaki tipik durum sayısı kadar arketip vardır. Sayısız tekrarlar, bu yaşantıları, psişik yapımıza kazımıştır; içerikli imge birimleri halinde değil, ilkin belli bir algılama ve eylemde bulunma olacağını temsil eden içeriksiz biçimler halinde.” (Collected Works, Cilt 9i, s. 48)
Arketip, insanlığın başından -belki öncesinden- beri var olan, tarih boyunca kendini tekrarlayan, insan zihninden bağımsız güçlü formlardır. Haliyle arketipler, bilinçdışı ve bilinç başta olmak üzere, mitler, masallar, dini hikayeler, gündelik hayat ve rüyalarda güçlü bir şekilde yer alırlar.
Jung'un öne sürdüğü kollektif bilinçdışında yani tüm insanların ortak bilinçaltında bulunan bu "formlar" hayatımızın çeşitli evrelerinde ya da hayat boyunca bizi takip eder. Örneğin "içsel çocuk" arketipi, içimizdeki çocuğu temsil eder ve hepimizde bu iç çocuk mevcuttur. Veya herkesin rüyasına gören "ak sakallı dede" bütün kültürlerde bahsi geçen "bilge" arketipinin bir yansımasıdır.
Arketipler insan doğasını, kendi doğamızı anlamamızı sağlar ve içsel keşfi, neleri baskıladığımızı veya nelere fazla odaklanıp neleri göz ardı ettiğimizi yansıtır. Kendi kişiliğimizin detaylı bir analizine ışık tutar. Mitolojilerden, masallara, dinsel metinlerden, modern -veya eski- roman ve edebi eserlere kadar arketipler karşımıza çıkar. Arketipsel olaylar (yeniden doğuş, ölüm, doğum, erginlenme) veya öyküler (kıyamet, tufan, yaratılış vs.), arketipsel şahıslar (doğa ana, hileci, soytarı, yaşlı bilge, çocuk, kahraman vb. gibi) masallarda bolca yer alır.